Neden bilmiyoruz ama mutluluğun fazlası zarar bize.Aynı hatalar çevresinde dönüp duruyoruz , biz yine acıyla dolu hatıralar girdabında savruluyoruz.Aslında boşa kürek çekiyoruz farkındayız..Birazda suç bizde serüvene koşmak için trenler bekliyoruz, iyi gözükmek için hep alttan alıyoruz..Biliyor musunuz aslında kolay olan, nokta koymaktır biten cümlelere, zor olan başlayabilmektir söze..
Dokunmaya korkuyorum sana, hamle yapmaya çekiniyorum "hayat" diye adlandırılan oyunda.Takatim kalmadı, sabrım tükendi, dayanamıyorum.Rahat bırakıyorum kendimi hayatın akışına.Evet evet en iyisi bu olsa gerek.Böyle kendimizi kasmakla olacak işler değil bunlar..
Sende biliyorsun sana hiç yalan söylemedim, can dedim hayat dedim seni namusum bildim, bir değil bu ikinci beni yine kahrettin söylesene suçum ne benim ? Ölesiye sevmek mi seni yoksa, her defasında ne dersen inanmam mı sana..? Bundan böyle anladım ki bana ait cümleler aramamalıyım artık o öpülmüş dudaklarında.
Bu acı, ızdırap, keder harbidende yeter..Tam başka bir dünyaya yelken açarken, bir akşam üstü ansızın çıktın karşıma içimde koptu bir fırtına gözlerim karardı o dakika , seni sevmenin o acısıyla.. ağzımda bir beste düşürdüm seni dile sabahlar akmasın geceye ayrılığın bana yeter be , sonsuzluğun kalsın benimle.
Bugün sensiz geçen günler tavana vurdu, adını andığım yerler hatıra oldu, sana olan sevgim artık birden kayboldu, hadi söyle bana şimdi mutlu oldun mu?