4 Ağustos 2012 Cumartesi

Meyhane

Henüz yeni başlıyordu benim için muhabbet, meyhaneden içeri girdiğimde gözüme ilk çarpan şey saat oldu, başköşedeki geçmişten kalan antika bir saat. Takılı kaldım bir iki dakika saate, tabi akrep her zaman ki gibi divaneydi yelkovanın peşinde.. Uzun soluklu bir gece olacaktı benim için, oturdum bir masaya bekledim.


O ara meyhaneci geldi, ne içeceğimi sorduğunda ; rakı dedim buzlusundan ve en büyüğünden. Meze niyetine de mazideki yaşanmışlıkları istedim. Sahi meyhaneci o yaşanmışlıkları getirebilir miydi bana ?

Bunu sorgularken dinliyordum da.. “ Unuttum “ diyordu meyhanedeki solist şarkının nakaratında, bende mırıldanarak ona eşlik ediyor bir yandan da düşünüyordum. Unuttum mu gerçekten, yoksa unuttum diyerek kendimi mi avutuyorum ? Gerçeği söylemek gerekirse unutmak benim için yedi harften ibaret sadece, zaman en büyük ilacım ; geçmiş ise celladım.

Sevilenler